Bolu beyi, güvendiği seyislerinden biri olan Yusuf'a : " Çok hünerli ve değerli
bir at bul ." emrini verir. Seyis Yusuf, uzun süre Bolu beyinin isteğine uygun bir
at arar. Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki tay bulur
ve bunları satın alır. Bolu beyi bu zayıf tayları görünce çok kızar ve seyis
Yusuf'un gözlerine mil çekilmesini emreder. Gözleri kör edilen ve işinden kovulan
Yusuf, sıska taylarla birlikte evine döner. Oğlu Ruşen Ali'ye verdiği talimatlarla
tayları büyütür.
Babası kör olduğu için
Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının isteğine göre atları
yetiştirir. Taylardan biri olağanüstü bir at haline gelir ve Kırat adı verilir.
Kırat da destan kahramanı Köroğlu kadar ünlenir. Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam
almak için gözlerini açacak ve onu güçlü kılacak üç sihirli köpüğü içmek
üzere oğlu ile birlikte pınara gider. Ancak, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu
köpükleri kendisi içer, yiğitlik, şâirlik ve sonsuz güç kazanır. Babası kaderine
rıza gösterir ancak oğluna mutlaka intikamını almasını söyler. Köroğlu
Çamlıbel'e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır.
Hayatını yoksul ve çaresizlere yardım ederek geçirir. Halk inancına göre silâh
icat edilince mertlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır. Çeşitli dönemlere ve
farklı siyâsî birlikler sahip Türk gurubları arasında tesbit edilen Türk
destanlarının kısaca tanıtımı ve özeti bu kadardır. Bu destan metinleri
incelendiğinde hepsinde ilk Türk destanı Oğuz Kağan destanının izleri bulunduğu
görülür. Bu destan parçaları Türk dünyasının ortak tarihî dönem hatıralarını
aksettiren ilk edebî ürünler olarak da önem ve değer taşırlar. Bir gün bu
parçalardan hareketle Fin destanı Kalavala gibi değerli mükemmel bir Türk destanını
yazılabilirse çeşitli kaynaklarda dağınık olarak bulunan malzeme daha anlamlı hale
gelebilir kanaatindeyim.